Archive for 2011

17 Kasım 2011 Perşembe 21:11

İkinizde ölün. O limonlu cheesecake götünüze girsin.

O.

12 Eylül 2011 Pazartesi 02:44

Buraya yazmayı baya bi özlemişim. Başka bi yerde rahat rahat yazıyor olmama rağmen bura farklı.
Ne kadar mal şey varsa buraya yazdığımdan belki de.He bide canım aşkım var.
Mutluyum çünkü o yanımda..

27 Ağustos 2011 Cumartesi 23:52

Açtım sayfayı şöyle derin bi nefes aldım..
Neden buraya artık yazmadığımı düşündüm sonra..
Senin bir başkasıyla yaşadığın mutluluğu bozmamak için mi demeliyim.Aslında okkalı bi küfür yakışır ya buraya senin keyfini bozmak içimden gelmiyor nedense.
...

Bir zamanlar buraya birlikte geçirdiğimiz güzel zamanlardan an an bahsederdim,ufacık da olsa mutlu olduğumu belli eden cümlelerim vardı satır aralarına yerleştirdiğim..İnsanlara umutlu olmalarından..Her şeyin yeniden canlandığından(bitenlerin bile) bahsederdim..Şimdi kendi yazdıklarıma ben inanmazken insanların inanmasının saçma olacağını düşünüyorum..
Bi ara sen tutarsan ben hiç düşmem diye yazmışım..Çok önceleri..
Şimdi düşüyorum öyle bi düşüş ki bu sadece koca bi boşluktan ibaret.Gittiğin yeri bilmeden gitmek gibi sadece.. Yada dönemeyeceğini bildiğin halde dönecekmiş gibi ilerlemek..Sana söylemek istediğim o kadar şey var ki.Sadece bi ''hoşçakal''a sığdırılmayacak kadar çok şey..
Neyse..
Sen en iyisimi,hoşça kal.

İçler dışlar çarpımı.

27 Nisan 2011 Çarşamba 18:25

Duyduklarıma içimin ve dışımın birbirine denk düşmeyen cevapları..


''İlişkimiz hiç bitmesin istiyorum'' 


İç ses :*Bende öyle düşünüyordum oh keyif valla.
Dur bi ! Derin nefes al kafayı mı yedin sen ne bitmesin? Böyle bişey diyeceğini baştan bilseydim                 yaklaşmazdım lan yanına.Kendin bile inanmazken bitmeyeceğine beni nasıl inandıracaksın,bence hemen şimdi bitsin.

Dış ses :Sensiz yapabileceğimi sanmıyorum.Hiç bitmesin..(hafiften çıtlatıyorum aslında hani sanmıyorum ama yapabilirim.)

''Seni hiç bırakmayacağım.''


İç ses : Bu güzel günlerin,bi kaç aya görürüm seni.Suyuna gidiyorum ya benden güzeli yok şimdi.
Dış ses : Valla burda pek söylenene inancım olmadığı için tek tepkim var her zaman '' Gülümse'' sarıl falan gönlü hoş olsun.

''Sana çok güveniyorum''


İç ses: Bak bunu yapma işte. Sonra tüm suç benim üzerime kalıyor.Tamam sadık olabilirim ama bu bana güvenmen manasına gelmez.
Dış ses: Bende sana güveniyorum.( Sona bi de sevgilim,böceğim,cicim,aşkım dedin mi tamamdır.)
Not: Kimseye bana güven demem zaten.Ama hep güvenirler. İyi bir şey mi bu kötü bir şey mi karar vermek için henüz erken.

''Sana sahip olduğum için çok mutluyum''


İç ses : Sahip olduğuna emin misin ?
*Farkında olmana sevindim.
Dış ses : Bende sana sahip olduğum için çok şanslıyım
Ve işin kör noktası ;

''Seni seviyorum''


İç ses : ...
Dış ses: ...

(Merve burda duygusallaştı)

İlişkilerimiz çoğu zaman kendimizi ve karşımızdakini kandırmakla geçip gidiyor.
Kan'ıyoruz..
Kandırıyoruz..
O iç ses hiç susmasada sen duyuyorsun bi tek..
Sonra gün oluyor..
Herkes susuyor..

Kendi kendime söyleniyorum!

8 Şubat 2011 Salı 01:10





Hep zamanım var diyip ertelersin,en olmadık anda'da söyleyi verirsin ''seni seviyorum.''.Geç olur,sen bunu söylerken o kişi çoktan gitmiştir,kısacası sen kendi kendine konuşmuş olursun,hepsi bu.

Ama sen öyle gülmeseydin keşke.

7 Şubat 2011 Pazartesi 03:46

Olması gerektiği için oluyor belki..Olması gerektiği gibi kim bilir..

1 Şubat 2011 Salı 23:08

İlk görüşte aşka inanırmısın?

Bu çok güç bişey aslında. İnansam olacak mı gibi bi düşünce oluşuyor insanın aklında...Yani bunu ortaokul çağlarında sormuş olsaydılar cevap net olabilir derdim heralde. Hatırlıyorumda ilk aşkımda bu şekildeydi Çocuğu gördüğüm yere 5 gün boyunca aynı saate gitmiştim tekrar görebilme umuduyla. İnanılmaz heyecan vericiydi..Eve her dönüşümde yaşadığım hayal kırıklığı,öbürgün yine.. çocuğu gördüğümde üzerinde okul forması vardı kesin okuldan çıkma saati diye düşünmüştüm,benim öyleydi.. Aslında doğru düşünmüştüm de bi sorun vardı çıkmaya başladığımzda öğrendimki çocuk o gün okulunu değiştirmiş. Yani benim onu beklediğim saatten 4 saat daha erken çıkıyormuş. Ne şans ama!  Şimdi aynı şeyi yapmayacağımı düşündüğümden bu yaşımda yani ilk görüşte aşkın inandırıcılığıda kalmıyor.. Aslında aşk da bunun gibi.. Yaşamadığın sürece inanmazsın..

Bana kalırsa bayım..

18 Ocak 2011 Salı 01:30


Gidin buralardan,var olan gerçeklerinizden çok uzaklara..Öyle yalnız kalın da demiyorum..İnsanların bol olduğu yerlere gidin aksine.
Kırgınlıklarınızı alın yanınıza..Yepyeni insanlar tanıyın ama yeni dediysem hayatınızda var olan benzer insanlar gibi değil sizin de yenileşeceğiniz insanlar..
Bana kalırsa var olduğunuz noktadan acilen uzaklaşın.Her neyse sizi yıpratmış..
Bugün biraz daha yorgun görünüyorsunuz..Görmüyor musunuz gün geçtikçe biraz daha eksiliyorsunuz..
-Ve bazen gitmektir doğru olan..

Şimdi ölmek istemem.

15 Ocak 2011 Cumartesi 20:42

İçinde bir yangın var sanki gittikçe sönmesini beklemene rağmen daha da alevlenen.Varlığında hissetmediğin bu ateşi yokluğunda hissede biliyorsun içinde..
Artık benim seni istemem; bu yangını üfleyerek söndürmeye  çalışmam kadar saçma ve imkansız.

Uykunun bittiği an.

10 Ocak 2011 Pazartesi 04:53


Biliyorum yarın yine binbir küfürle uyanıp hiçbir şey olmamış gibi devam edicem yaşamaya.
Ve bu duyguları hissetmiyor olacağım,bunu bildiğim için yazma gereği duydum.
Saat gecenin dördü.
Daha demin şiddetli bi özlem duygusuyla açtım gözlerimi.Hiç bi anlam yükleyemiyorum şuan ki durumuma..Ne bi rüya gördüm ne de öncesinde bişey yaşadım..Sadece içimde garip bi duygu sanırım ''özlüyorum''...Üzerinden baya bi zaman geçmesine rağmen..Bana bir yüzyıl geçmiş gibi gelsede,tarihe döksek belki bir kaç ay öncesi.O zamanlar gökyüzüne hiç bakmıyordum.Dolunay olan geceler sadece sevimli geliyordu..Güneş sadece kışı sevmediğim için hoşuma gidiyordu..Yağmur yağsa umrumda bile olmazdı -o zamanlar.
Şimdi çok şey değişti..Artık gökyüzüne baktığımda çok şey hissedebiliyorum.Nerede olursak olalım,belki çok uzaklarda belki de yanyana gelemiyecek kadar yakınlıkda,aynı gökyüzünü paylaşıyor olucaz.Aynı güneşle uyanıp aynı yağmurlarda ıslanıcaz..Biliyorum üzülüyor insan ayrılıkları düşününce...Yine de o varken hissetmediğim duyguları,anlayamadıklarımı o yokken hissediyor ve anlıyor olmama seviniyorum işte.Birileri için gitmen gerekiyor bazen..Dendiği gibi bi insanın başka birinin yanında büyümesi çok zor..
Belki seninde gitmesini istemediğin biri gitmiştir çoktan veya sen gitmişsindir isteyerek yada istemeden..Hani özlediğin oluyorsa aniden.. Derin bi nefes al,bak hala aynı havayı soluyosunuz..Ve yarın yine aynı güneşle uyanıyor olacaksınız...- İyi geceler...

Kadın.

8 Ocak 2011 Cumartesi 02:45

Hayalimde ki erkek diye heyecanla anlatmaya başlayan kız. Artık vazgeç!

 ''Hayalimde ki erkek'' diye birşey yok.Tanrı,sipariş üzerine erkek yaratmıyor,üzgünüm.


Perhaps.

4 Ocak 2011 Salı 19:48

Rahatlık; 
Üç türlü rahatlık var.Bahsetmem gerekirse şöyle;

*Dil rahatlığı:İnsanların yadırgayacağı ve kullanmaya cesaret edemediği kelimeleri sarf etme cesaretine sahip her insanda bulunan bi özelliktir.Özellikle cinsiyet ayrımını göz önünde bulundurursak ''Kalkan sike açık götle gidilmezmiş.'' örneği bu rahatlık çeşide bi örnektir.Bi kızın azından böyle bir laf çıkınca terbiyesizlik yaptığı düşünülür. Halbu ki bence terbiyesizlikten çok sakinliğin belirtisidir.
*Beyin (ruh) rahatlığı: Hepimizin ihtiyaç duyduğu ama sahip olamadığı türden bi rahatlık bu.Ruhla bağdaştığını düşündüğümden eklemek istedim.Mesela aşırı heyecan,üzüntü,hayal kırıklığı gibi durumlarda beynen rahat olmayan insan ruhen de rahat olmuyor haliyle.Denildiği gibi rahatlık değil de ''rahatsızlık'' şeklinde meydana gelir çoğu zaman.
*Beden rahatlığı:Günümüzde yanlış algılanan rahatlık biçimidir.Şöyle ki insanın bedenen rahat olması kendini yorgun hissetmemesi,uyku düzenin yerinde olması ve pozitif düşünceler durumunda meydana gelir.Ama meslek olarak değilde hobi olarak orospu olmak  yanlış anlaşılmasının en büyük örneklerinder biridir.


Şimdi sakin oluyor ve bu şarkıyı dinleyip dans ediyoruz ; Calogero

About Me

Fotoğrafım
http://sknt-merve.blogspot.com/