Archive for Aralık 2010
Yeni bi yıl geliyormuş..
Uzun zamandır genel hayatım hakkında bişiler
yazmadığımı farkettim ve biraz da saçmalamak iyi olabilir diye düşündüm.
Ve 7.cuma da okula gitmemiş bulunuyorum. Bilmiyorum neden,cumaları kendime resmi tatil yapıyorum.Sanırım sadece cumaları ingilizce dersim olmadığından o gün hiçbir şey ifade etmiyor.Bunun yanı sıra dersanemin pazar günleride tatil oluyor bana.Dersanem de bu durumdan rahatsız gibi gözükmüyor.Anlamadığım tek şey okula gitmediğim halde sabahın köründe uyanıyorum yine.Sabahları galiba asabi biri oluyorum ben yani annemin gelip camı açması bile ağlata biliyor beni.Bugün yine cemreyle sabah birbirimize iyi uykular diledik tam yatıyorduk ki sevgili arkadaşlarım Şahser&Gülşahın gazabına uğradım. Sevimli suratlarına karşı -Deli mi sikti sizi dedikten sonra annemin içeri girmeleri için ısrar etmelerini reddedip gittiler. Tabi ki beni yanlış anladıklarını düşünmüyorum..Ağlaya ağlaya uyandım giyindiğimi zannediyordum ama yok abi giyinmemişim havanın durgunluğu bana kazık gibi girdi tabi,dondum desem yeridir.Kahvaltı yaptık birlikte,güzeldik.Ben iyiyim.Yani herşeye rağmen...Ezberden konuşmaya alıştım hoş -iyim,-çok iyiyim...Bu aralar insanların beynine girmek ve ne yapmaya çalıştıklaırnı anlamak istiyorum....Yani bi dengesizlik hali almış başını gidiyor..Sonra neyse diyorum en iyisi bırak istediklerini yapsın ibneler..Ne kadar güne erken başlamış bulunsamda yoğun bi gün olacak bugün.Malum akşam hep birlikte yeni bı yıl gelecek.Normalde yılbaşını kutlamazdım ben yani içimden gelmiyordu ama Cemrenin planlarıyla bu sene güzel bi karşılama yapacağız. Lan güzel dediysek benim için içmekden ibaret yani.Cemrenin erkek arkadaşıda yanında olacağından kız sağlam görünüyor tabi. Bi de şu odama vuran güneş gerçekten çok seksi görünüyor.İlk kez buraya erkenden yazmak geldi içimden.Umarım güzel bi gün geçirirsiniz,benim dememle olacaksa hepinize şimdiden iyi yıllar diliyorum.
*İyi mi geçti kötü mü aslında tam olarak kestiremiyorum.Hem sevindiğim hem üzüldüğüm günler sundun bana.Ama Yine de teşekkürler azıma sıçtığın her gün için,beni mutlu kılan dakikalar için,,hayatıma soktuğun embesiller ve hayatımdan çıkarmaya karar verip siktir ettiğin kişiler için teşekkürler.
Merhaba yeni yıl, hoşgeldin...
Yağmur.
Noldu bilmiyorum..Anlam veremiyorum kendime..Kendimle girdiğim her iç çatışmada yine ben kendime yeniliyorum..Neden böyle olduğunu bilsem keşke.Herşeye olan inancımı yitiriyorum sanki..Hep bir şey eksik gibi..Ne eksik?Herşey biraz yarım..Susuyorum yine.. Keskin bi bıçak içimde düşündükçe dahada batıyor derine..Acımıyor,acı bile duymuyor tenim.Bir sonbahar gibi belki...Sararıyorum ilk önce ... Sonum düşüş olucak çaresiz.. Kışın gelmesini bekliyor etrafımdakiler,evet kış geliyor..İçimdeki sonbahar son buluyor,dökülüyorum.. Ölüyorum..Bir gün öleceğini bildiğin halde kendini defalarca öldürmek gibi..Hiç bişey eskisi gibi değil,herşey özelliğini yitirmiş sanki. Bir kaç saat öncesi saatlerce yağmurun altında kaldım..Üzerimde var olan bu ağırlık biraz olsun gider belki diye..Islandım,sırılsıklam oldum belki ama eksilmeyen yanlarımla tekrar döndüm evime.. Konuşmak istiyorum..Beynimi meşgul etmek..Dinlemek .. Anlaşılmak değil anlamak istiyorum sadece..Kim bilir belki sende böyle hissediyorsundur...
P.S: Fonda. - Cem Adrian-herkes gider mi?
Dolunay.
Manzaraları hiç sevmemişimdir deniz,yeşillikler yerine gürültülü sesler,birbirine karışmış ışıklar,yığılmış binaları seyretmek daha cazip geliyor nedense... Arka fonda yasamın oluşturduğu ritim ve bi kadeh şarap..Evet,sevgilim beni terk etmek için daha ne bekliyorsun?
Zaman makinesi..
Gitti diye üzülüyorsun anlıyorum....Unutmaya çalışda demiyorum sadece artık alışmaya çalış lütfen...
Bazen bi kez daha denemek istersin ya hani son gücünle,bi kez daha savaşmak ..En iyisi mi boşver,dekorlar farklı olsada,replikler her zaman aynıdır.
Bugün hatıralarla oturup tahammül edilmeyecek anlar üzerine hoş bi konuşma yaptık..Yaşayanlar bilir ki öldürmez ama müthiş üzer..Geçmişi düşündüm, geçmişteki hatıraları,kendimce yarattığım mutluluğun keyfini sürdüğüm dakikaları,yapay mutluluklarımı..Durdum ve hepsini birer birer düşündüm.
Yapmam gereken çok şey yoktu aslında...Beni ayakta tutan her neyse ona olan inancını yitirmenin tam vakti şimdi.Sahi sen,çokdan yitirmişsindir belkide..
Bi an şaşırıp yanılsam bile geçmişle olan tüm bağlarımı koparmış bulunmaktayım.
Sokağa attım sonra kendimi...
Bi adım..
Bi adım daha...
Sokaklar beni seviyor...Ben sokakları..
Adımlarım büyüyor...
Rüzgar esiyor yavaştan...
Üşüyormusun bi sigara yak...
Ben öyle yapıyorum...
17 aralık hoşgeldin.
Bugün benim doğum günüm olduğundan hep beraber sevinçliyiz (:
Öncelikle 17 Aralık 2009'a değinmek istiyorum.Koca bir sene sundun bana iyi mi geçti kötü mü aslında tam olarak kestiremiyorum.Tamam tamamiyle berbattı belki ama güzel yanları yad ettiğimde oldu elbet.Ama ölmüş olmana çok sevinç duymaktayım.Yine de teşekkürler azıma sıçtığın her gün için,beni mutlu kılan dakikalar için,uyutmadığın dakikalar için,hayatıma soktuğun embesiller ve artık pek bi önemi olmasada Kalp için,hayatımdan çıkarmaya karar verip siktir ettiğin kişiler için teşekkürler.
Merhaba yeni yılım, hoşgeldin...
Çok hoş hissediyorum..Nedense senden çok umutluyum,umarım göt gibi hissetmeme sebep olmassın..Çok umrumdasın çünkü ..Sen ki o kadar zamandan sonra bana yeni günlerle,yepyeni şeyler yapmam ve mutlu olmam için büyük hadiseler sonucunda geldin..Uzun bi zamandır sanki bekliyormuşum seni ben.. Tam zamanında geldin.. Teşekkürler..
Aslında gerçekten bi kaç olay haricinde mutlu hissetiğimi söyleye bilirim.Hiç ummadığım insanlar tarafından,hatta tanımadığım bile diye bilirim doğum günüm kutlandı...Telefonuma gelen mesajlar, Facebook aracığıyla abartılı bi şekilde kutlayanlar,arayanlar.. Kutlayan herkese teşekkür ediyor,kutlamayanlarada bol bol sövüyorum.Saygılar!
P.S: Son dakkada biraz kırılmış olabilirim belki ama herşey sanırım yolunda..
Gülümse...
Canımızın en yanan zamanlarında kendimizi bi boşlukdan ibaret hissetiğimiz anlarda biri giriyor hayatımıza yada biz istiyoruz gelmesini, sanki bizi kurtarck kişi oymuş gibi geliyor,ihtiyacımız olan buymuş gibi peki neden bizi kurtarmasını beklediğimiz kişiler başta öyle gözüksede sonradan en büyük yaraları acıyor içerimizde? Neden kurtulmak isterken tekrardan ölüyoruz?
Eğer unutmak bi şanssa bu aralar kendimi fazlasıyla şanssız hissediyorum..Unutmak yerli yersiz kendini hatırlamaya bırakıyor mesela...Bazen bi müzik bazen bi resim sebep oluyor buna aslında çoğu zaman zihnimin bana oynadığı oyunlardan kaynakalanıyor bu.Ama öyle bişey oluyor ki aniden bi zaman kulağa hoş gelen bi müziği mırıldanırken buluyorum kendimi yada zamanında defalarca bakıp bakıp suratımda saf bi gülümseme oluşturan bi kaç resimle karşılaştığım oluyor.....
İnsanları ve acılarını çok iyi tanıyorum.Umutlarını nasıl yitirdiklerini,hayal kırıklıklarını,sanki düzelmeyecek diye yaşadıkları hayata nasıl küstüklerini,asla kapanmayacığına inandıkları yaralarını ve o yaraları nasıl iyileştirdiklerini hatırlayamayışlarını, unutmak uğruna nasıl sarhoş olduklarını,zamana bıraktıkları hatıralarını ...
Aslında umutlarmızı yitirince sebebsiz bi acıyla doluyor insan ... Eski acıları yeni acılarla örtme çabası gelişiyor sonra...Zaman bize unutma şansı tanıyor her defasında. İnsan her aşkını ilk aşkı her acısını ilk acısıymış gibi yaşıyor bu nedenle daha da şiddetlendiriyor içerisindeki duyguyu oysa ne çok şey yitirdik ne çok şeyi unuttuk zamanında bi düşünün derim.İnsan yaşama çok şeyle başlıyor ama çok azı kalıyor geriye...Ne yaşarsak yaşayalım hayat bize rağmen devam ediyor...Gerçekten mutlu hissetmediği anlarda bile gülümseye biliyor nasılsa insan...Belkide olması gereken bu...Yaşadıklarıma değdi diye biliyosan ne mutlu sana ve hala güzel şeyleri hatırlıyorsan gerçekten şanslı olduğunu düşünüyorum..
Zamana çok şey borçluyuz bakın bi kez daha geliyor...
You cry like a baby.
P.S: Ben sevdim eller dinlesin..
*Diğer bi seçenek..
Kısa ve öz bi yazı.
''Dünle beraber gitti düne ait ne varsa.
Bugün Yeni Şeyler Söylemek Lazım.''
Anlattıklarımın çoğunu anlamıyorlar..Yine de anlatıyorum işte..